Search Depresyonun Psikoterapisi

Depresyonun Psikoterapisi

DEPRESYON

Terapisinde ilk basamak Psikoeğitim depresyon yaygın ve tedavisi olan bir rahatsızlıktır.

Kişinin güçsüz veya zayıf olduğu anlamına gelmez.

Mutsuzluk, karamsarlık, isteksizlik, iş yapmak istememe, içe kapanma, kimseyle konuşmak

istememe, iştahsızlık ( bazen tam tersi aşırı yemek yeme), uykusuzluk , suçluluk değersizlik

düşünceleri, unutkanlık, dikkat konsantrasyon sorunları olabileceğini bu belirtilerin hemen

tümünün tıbbi bir durum olduğu ve tedavi edilebilir bir rahatsızlık olduğu kişiye anlatılmalıdır.

Depresyonun kişinin iş hayatı ve özel hayatında değişik oranlarda bozulmaya yol açabileceği, bu

durumun zayıf ya da güçlü olmasıyla, zekasıyla ahlaki ya da inanç yapısıyla iyi ya da kötü biri

olmasıyla alakası yoktur. Bu depresyondaki kişiye ayrıntılı olarak anlatılarak kendini bu konuda

suçlamaktan vaz geçirmelidir. Biyolojik, psikolojik ve çevresel etkenler tek tek veya birlikte

depresyonun ortaya çıkmasında rol oynarlar.

Yinelenebilen bir rahatsızlık olduğu ve her hastalık periyodunda yinelenmenin arttığı anlatılarak

tekrarı önlemek için yapılacaklar açıklanarak bir idame ve önlem planı yapılmalıdır.

Bu aşamada temel hedef depresyon konusunda hastayı bilgilendirerek rahatsızlığı konusunda

kendisinin terapisti haline gelmesine yardım etmektir.

İnsanların olayları başlarına gelenleri değerlendirme de farklı yorumları vardır. Depresyonda

karamsar düşünme tarzı hastalık sürecini başlatabileceği gibi iyileşmeyi de geciktirici bir etken

olabilir.

Depresyonun temel bilişsel özelliği kişinin kendisi, etrafı ve gelecekle iligili beklentilerinin olumsuz

olmasıdır.

Olumsuz düşünce daha çok kendiyle ilgilidir etrafındaki insanların yapabildiklerini görüp

kıyaslarken hemen daima kendinin yapamadıklarını görür. Bu durum hem bugünü hem de geçmişi

içerir. Kendini eleştirme ve suçlama da bu süreçte artar. Bu mutsuzluğunu ve kederini artırır.

Bir kısır döngünün içinde bu durumun çoğunlukla kendi hatalarından kaynaklandığını düşünürler.

Hatta mutluluk verici olaylarda bile “ben bunu haketmiyorum” düşüncesi hakimdir.

Depresyonda belirgin olan diğer bir durum da kişinin kendisine olan özgüveninin ve inancının

azalmasıdır. Bu kaybın altında bireyin kendi için koyduğu aşırı beklentiler yatabilir.

Depresif epizod esnasında sürekli negatif yorumlar ve olumsuz tepkiler verebilirsiniz.

Arkadaşlarınızla veya ailenizle konuşmalarınız da sizi onaylamadıkları yaptıklarınızı eleştirdikleri ve

hatta sizi eskisi kadar sevmedikleri sonucu çıkartabilirsiniz.

Bu durumun sadece bugünü kapsamadığını gelecekte de hatta sonsuza dek bu durumun

süreceğine inanırlar.

Kesinlikle yapamam, Boşa çabalıyorum, Beceremeyeceğim,

Bu düşüncelere ve olumsuzluklara güçlü bir şekilde inanırlar bu yüzden çabalamaktan vaz geçip

hiç bir şey yapmamaya başlarlar. Yaşamdan zevk alacağı etkinlikler dahil herşeyden kaçarlar. Bir

şey yapma -bitirme dürtüsü yerini pasifliğe, hiç bir şey yapmamaya, toplumdan kendini

soyutlamaya bırakır. Bu nedenle depresyonda ilk yapılacak olan davranış tedavisidir. Çünkü en

fazla kontrol edebileceği alan kendi davranışlarıdır.

İkinci Basamak Davranışsal Etkinleştirme; Bireyin etkinliklerin artırılması temel hedeftir. Duygu

Düşünce Davranış birbiriyle bağlantılı olduğundan kişinin ilk önce davranış aktivitesinde bir artış

sağlanması diğer alanlarda herhangi bir değişiklik olmasa bile dolaylı olarak Duygu ve

Düşüncelerini de olumlu etkiler. Etkinlik düzeyi artırıldıktan sonra ki hedef depresyonun devamına

yol açan davranışların(kişinin rahatsızlık duyduğu belli etkinliklerden kaçınması özellikle sosyal

olarak kendini izole etmesi) azaltılması ve depresyonu azaltıcı davranışların artırılmasıdır.

Öncelikle kişiye bu durumu tespit adına etkinlik çizelgesi verilerek durum tespiti yapılır

Kişinin kendisi hem etkinliklerinin azaldığını hem de sadece yapmak zorunda olduğu şeyleri

yaptığını görmesi daha önce yapmaktan hoşlandığı şeyleri yapmıyor oluşu gösterilerek duygudavranış

ilişkisini görmesi sağlanmalıdır. Günlük yaşamının detaylı bir resmi hastaya gösterilmelidir.

Kısır döngünün gösterilmesi sonrası etkinliklerin artırılması birlikte planlanmalıdır.

Kaynaklar

Depresyon Prof Dr H Türkçapar 2009 Ankara

Depresyonun uyarlamalı bilişsel tedavisi M Whsisman 2010 İstanbul

İyi Hissetmek Dr D Burns 2005 İstanbul

Depresyonu Yenmek F Littauer 2000 İstanbul

Tags: Depresyonun Psikoterapisi, Çift terapisi, Buket tuncer eryonucu, vajianamus, Ankara Terapi